Loading...

Sadhus - Bilgeliğin Özü

Olivier Remualdo

Blog Featured Image
İnsanın kendiliğinde sayısız yol var ve ilhamın kavrayışı içinde yaşadığımız dünyaya kusursuz bir ayna sunuyor.

Günümüzde, Batı sisteminin hayatı kavrayış mantığı ve felsefesi eleştirel bir bakışla sorgulanırken, maneviyat ve ruhani düşünce toplumlarda geçmişte hiç olmadığı kadar büyük bir yere sahip olmaya başladı. Çeşitli alternatif düşünce ekolleri içerisinde azımsanmayacak bir kitle Hint bilgeliğini cazip ve mistik buluyor. Bhagavad Gita gibi felsefi Hindu metinleri, Krishnamurti veya Swami Prajnanpada gibi çağdaş düşünürler, zamanla modern dünyanın kitap dükkanlarının vazgeçilmezleri arasına girdiler. Ve kıtayı keşfetmek için yola çıkanların görüşleri genellikle dönüşlerinde biraz değişti.

Yıllar boyunca, fotografik projelerle, Hindistan'ın manevi ve mitolojik boyutlarını keşfetmeye çalıştım ve bu keşif süreci boyunca tekniğin yanında hep insanlarla doğrudan ilişki kurmaya özen gösterdim ve bir portre koleksiyonu biriktirdim. Bu portre koleksiyonunu biriktirme ve paylaşma isteği, klasik bir hayatın oldukça dışında, radikal derecede farklı bir hayatı seçen ve ana akımın karşısına sert bir şekilde dikilen hayatları paylaşma ve bu hayatlarla yüzleşme arzusundan doğdu. Onları idealleştirmeden ve mistik arayışları için derin bir saygıyı ihmal etmeden onlarla vakit harcadım, bilgeliğin özünü onlarla birlikte yakalamaya çabaladım. Bugüne dek az sayıda eser bu insanlara adanmış olmakla birlikte, var olanlar da neredeyse sistematik bir şekilde bu kadınları ve erkekleri çağdaş ve turistik Hindistan'ın gözlemlediği simgeler gibi günlük bir bağlamda veya ritüel-tradisyon eksenine sıkışarak temsil ediyor. Bense farklı bir yol seçtim: Çalışmalarımı stüdyo mantığıyla ele aldım ve öznenin içeriğini kamera dışına yerleştirdim. Konuyu yüzeysel bağlamından ve pitoresk yönünden ayırıp, her bireyin tekilliği ve derinliğini önceleyip, dikkatleri bakışlarına odakladım. İzleyicilerin böylece kendilerini konuyla yüz yüze bulmalarını sağlamaya çalıştım, eğer bu yüzleşmeye yatkınsalar tabii…

André Malraux, dini düşüncenin geri gelmesini öngörüyordu ve "21. yüzyılın görevi Tanrıları insana yeniden kazandırmak olacak," demişti. Bir anlığına tam da bu noktadan baksak, yenilenen maneviyata olan ilgiyi farkındalıkta bir artış olarak yorumlamak mantıksızdır diyebilir miyiz? Geleneklere uymayı seçmek ya da kalıtsal dini dogmaları izlemek yerine, kendine özgü bir bakışla tanrıyı ve kutsalı kendi içinde aramak…